Tuğgeneral Murat Aygün: “Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur”
Tuğgeneral Murat Aygün, mahkeme başkanının tarafsızlığını sorguladı; delillerin hukuka aykırı olduğunu savundu.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16 Mayıs 2019 tarihinde SEGBİS üzerinden esas hakkındaki savunmasını yapan Tuğgeneral Murat Aygün, kendisine yöneltilen “silahlı örgüt yöneticiliği” ve “Yurtta Sulh Konseyi üyeliği” suçlamalarını reddetti. Aygün, daha önce Polatlı Topçu ve Füze Okulu Komutanı olarak yargılandığı dosyada aynı fiillerin ele alındığını belirterek, “aynı suçtan ikinci kez yargılanmama” ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürdü.
“İki kez yargılanma yasağı ihlal ediliyor”
Savunmasında Polatlı’daki yargılama dosyasıyla mevcut davadaki iddianameyi karşılaştıran Aygün, iki metnin “neredeyse kelimesi kelimesine aynı” olduğunu söyledi:
“13. Ağır Ceza iddianamesiyle bu dosyadaki iddianame aynı. Hatta cümleleri bile değiştirmemişsiniz.”
Aygün, Polatlı davasında yöneticilik suçlamasından “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiğini hatırlatarak, ikinci yargılamanın Anayasa’nın 38. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ilkesine aykırı olduğunu vurguladı:
“Bir suçtan iki kez yargılama yapılamaz. Bu, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne açıkça aykırıdır.”
Mahkeme başkanına tarafsızlık itirazı: “F... ile mücadele çalıştayına katıldınız”
Savunmasının ilk bölümünde mahkeme başkanı Oğuz Dik’in tarafsızlığını yitirdiğini öne süren Aygün, bu iddiasını somut bir belgeyle destekledi. Polis Akademisi Yayınları, “F... ile Mücadele hakkında Çalıştay” Raporuna (Ekim 2017) atıfta bulunarak şu ifadeyi kullandı:
“Ülkemin yaıgısı ve beni yargılayan mahkeme başkanının tarafsızlığı konusunda da bu çalıştay ufuk açıyor. Katılımcılar Akp milletvekili, polis akademisi başkan ve yardımcısı, çeşitli üniversite öğetim üyeleri, Ağr Ceza Mahkemesi başkanları. Yani Oğuz Dik. Yani siz de bunlardan birisiniz.”
“Siz, tarafsız ve bağımsız bir yargıç olsaydınrz F… ile savaşta uygulanacak stratejileri belirleyen kurmay toplantılarına katılmazdınız. Sizi çekilmeye davet ediyorum.”
Aygün’ün bu talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
Delil itirazı: “Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir”
Aygün, savunmasının önemli bir bölümünü delillerin yasaya aykırı biçimde toplanmış olduğu iddiasına ayırdı. Dosyadaki dijital materyaller, kamera kayıtları ve bilirkişi raporlarının Emniyet ve Genelkurmay kaynaklı olduğunu belirten Tuğg. Aygün, bu kurumların “CMK’ya göre tarafsız bilirkişi olamayacağını” ileri sürdü.
“Aleyhimdeki dijital materyaller, kamera görüntüleri, fotokopi belgeler hukuka aykırı yollardan elde edilmiştir. Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir.”
Aygün, ayrıca Polatlı davasına ait ek klasörlerin kendisine verilmediğini ve bu durumun adil yargılanma hakkını engellediğini söyledi:
“Elinizde yok dediniz, ama suçlamaları bu belgelere dayandırıyorsunuz.”
Genel savunma çizgisi: “Adaletin olmadığı yerde savunma anlamını yitirir”
Savunması boyunca hukuk ve etik vurgusu yapan Aygün, hem yargı bağımsızlığına hem de adalet anlayışına atıflar yaptı. Mahkeme başkanının tarafsızlığını eleştirirken Kemal Tahir’in “Kurt Kanunu” romanından şu alıntıyı yaptı:
“Mahkemenin adaletine kanundan ayrılmazlığına güvenmedin mi, savunma söz konusu olmaz.”
Savunmasının sonunda ise Roma hukukçusu Ulpianus’un tanımına yer verdi:
“Hukuk hayatın ilmidir. Hukuk şerefli yaşamaklır. Hukuk insanlık içindir. Hukuk var olmaya devam edecektir.”
Aygün, “Ben bu ilkeye göre yaşadım.” diyerek, suçlamaların aksine yaşamının hukuk ve etik çerçevede geçtiğini savundu.
Tuğgeneral Murat Aygün, Polatlı Topçu ve Füze Okulu Komutanı olarak görev yaptığı dönemde 15 Temmuz 2016 gecesine ilişkin eylemleri nedeniyle önce Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ardından Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla yargılandı.
Aygün, ikinci davanın “aynı fiiller üzerinden yürütüldüğünü” belirterek davanın reddini istedi.
Sonuç olarak; Aygün’ün savunması, hukuk, etik ve adalet ilkelerine dayalı bir itiraz metni olarak dikkat çekti.
Arif Masnu