Tümg. Zekai Aksakallı - Özel Kuvvetler Komutanı

I. 15 TEMMUZ ÖNCESİ FAALİYETLERİ
15 Temmuz Öncesinde Zekai Aksakallı’nın Akp’li İsimler ve Ergenekon Davalarında Yargılanan Askerler ile Sır Buluşması
15 Temmuz’dan 3-4 ay kadar önce, 2016 yılı Mart – Nisan aylarında Özel Kuvvetler Komutanı (ÖKK) Zekai Aksakallı, Ergenekon davasından isimleri kamuoyunca bilinen bazı emekli albaylar ve Özel Harp Dairesine bağlı bazı akademisyenlerin, AKP’li isimlerle bir araya geldiği ilgili bazı askerler tarafından bilinmektedir.
Ergenekon Örgütü’nün 15 Temmuz Projesindeki Rolüne İlişkin Örnekler
Ergenekon Silahlı Örgütünün 15 Temmuz projesindeki rolüne ilişkin ortaya çıkan bazı bilgileri hatırlatalım;
İlk olarak Doğu Perinçek “Ordudaki tasfiye listelerini biz hazırladık, verdiğimiz isimlerin tamamı uzaklaştırıldı!” açıklamasıyla demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan askerlerin nasıl tasfiye edildiğini itiraf etmiştir. Sonrasında, bir itiraf da Ümit Özdağ’dan gelmiştir. Ergenekon ekibinin sıkça referans gösterdiği ve kendisi de bu oluşumun doğal bir üyesiymiş gibi söylemler üreten ve hatta bir dönem MHP tarafından bile Ergenekon üyesi olmakla itham edilen Ümit Özdağ da söz konusu listeleri, Balyoz davası sanıklarıyla birlikte hazırladıklarını dava dosyasında itiraf etmiştir.
Ergenekon kumpası nakaratını dillendirenler, soruşturma veya istihbarat yetkisi olmayan kişi veya grupların hangi sıfatla yukarıda bahsedilen işlemleri yaptığını, fişlemenin suç olup olmadığını açıklamaktan acizdirler.
Yine tasfiye listesi hazırladığı bilinen askerlerden Hâkim Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu’nun, Milli Savunma Bakanlığında askerî hâkimler için hazırladığı fişleme listesiyle, 15 Temmuz gecesi yayınlanan sözde sıkıyönetim listeleri arasındaki benzerlik dikkatlerden kaçmamaktadır. Bir diğer örnek olarak, Ergenekon davalarında yargılanan isimlerin, astlarına “terör saldırısı var” diye emir verip onları darbeci diye tuzaklayan askerlerin başını çektiği unutulmamalıdır.
Yayın Kesme Senaryosu: Özel Kuvvetlerin Türksat Tesisleri Gezisi
Hulusi Akar'ın korumalığını yapan Adnan Arıkan, mahkemede verdiği ifadesinde sözde darbe girişiminden üç ay önce gerçekleştirilen ilginç bir geziden bahsetmiştir:
14 Temmuz 2016'da yapılan 4. Dönem Özel Kuvvetler Kursunun Özel Harekat safhasında (Nisan-Mayıs ayları), eski adıyla Gayri Nizami Harp, yeni adıyla Konvansiyonel Olmayan Harp Eğitimi’nin (KOH) bir parçası olarak Türksat tesislerine gezi düzenlenmiştir. O dönem Özel Kuvvetler Okul Komutanı olarak görev yapan Kurmay Albay Ömer Faruk Bozdemir, kursiyerlere "Senaryo gereği Türksat yayınının nasıl kesileceğini öğrenmelerini, fakat bunu öğrenirken direkt sormamaları gerektiğini, Türksat yetkililerinin bunu kültür gezisi olarak bildiklerini, amacın ‘yayının nasıl kesileceğini fark ettirmeden öğrenmek’ olduğunu” söylemiştir.
Kursiyerlerin raporları, Türksat tesislerine yönelik saldırı veya sabotaj durumlarında dahi Radyo veya Televizyon yayınlarının kesilemeyeceği sonucunu ortaya koymaktaydı. Yetkililer, olumsuz durumlar için iki alternatif çözüm sunarak, Gölbaşı'ndaki Türksat tesisinin bombalanması veya işlevini yitirmesi durumunda Türkiye'nin farklı bölgelerinde hizmet sağlayan noktaların devreye gireceğini belirtmişlerdir. Ayrıca, Türksat uydusunun arızalanması durumunda diğer ülkelerin uydularından frekans talep edilebileceği ve yayının devam edebileceği bilgisi kursiyerlere iletilmiştir.
Gezi sonucunda ortaya çıkan bu bilgiler ışığında, Türksat tesislerine yapılacak müdahalenin yayınları durduramayacağı gerçeği neredeyse Özel Kuvvetler Komutanlığı içinde genel bir bilgi olarak kabul ediliyordu. Bu durumda, 15 Temmuz ihanet ve kumpasının bir parçası olarak, Türksat'a terör ihbarı bahanesiyle gönderilen insanların bilinçli bir şekilde kurban seçildiği ve aylardır psikolojik harekat yöntemleriyle gri propagandaya malzeme edildiği söylenebilir.
Türksat gezisinin planlayıcıları arasında bulunan Okul Komutanı Faruk Bozdemir’in bu geziyi Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakllı’dan habersiz planlayamayacağı da aşikardır.
Zekai Aksakallı’nın 13 Temmuz Günü MİT’in İşkence Üssü Haline Gelen Çiftlik Yerleşkesine Teamüllere Aykırı Ziyareti
İşkence üssü haline gelen MİT Çiftlik Yerleşkesinde giriş ve çıkışlara şahitlik eden MİT personeli çok önemli bilgiler aktarmıştır. Bu bilgileri daha önce kamuoyuna yansıyan bazı bilgilerle birleştirdiğimizde 15 Temmuz tarihinden önce bir dizi koordinasyon toplantısı yapıldığı net bir biçimde ortaya çıkmaktadır. 13 ve 14 Temmuz tarihinde yaşanan sıra dışılıklara bakalım; 13 Temmuz 2016 günü Hulusi Akar, Yaşar Güler, Hakan Fidan ve Zekai Aksakallı, MİT Çiftlik Yerleşkesine gelmiştir.
Araba sayısı, koruma ekiplerinin çokluğu sıra dışı ve çok dikkat çekicidir. Şahitlik edenler MİT Çiftlik Yerleşkesi daha önce 1 kez böyle şaşaalı, hareketli bir ziyaret görmüştü demektedirler. O da MİT tarafından kaçırılan ve halen kayıp olan Sunay Elmas’ın MİT yerleşkesine getirildiği tarihtir. Sunay Elmas’ın sorgusuna bizzat Hakan Fidan’ın girdiğini ve Fidan’ın insanlığa karşı işlenen suçları bizzat yönettiğini de eklemek gerekmektedir.
Özel Kuvvetler Komutanlığı İhtisas Kursu Mezuniyet Töreni ve Hulusi Akar-Hakan Fidan-Yaşar Güler-Zekai Aksakallı Gizli Görüşmeleri
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Gölbaşı Oğulbey Kışlasında, ihtisas kursu mezuniyet töreni teamüllerin tamamen aksine, cuma gününden 14 Temmuz 2016 Perşembe gününe alınmıştır. ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı, gerekçe olarak Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın katılımını göstermiştir ancak teamüllere göre zaten Genelkurmay II. Başkanı’nın katılımıyla yapılan törene 14 Temmuz 2016 tarihinde ilk kez Genelkurmay Başkanı da iştirak etmektedir. Teamüllere aykırı diğer bir husus ise törene MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katılıması olmuştur.
Kamuoyunu takip edenler bilir ama tekrar hatırlatalım. Törene MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da katıldığı, tören sonrasında düzenlenen yemekte Akar ve Fidan’ın ayrı bir masaya oturup baş başa görüştüğü, onların görüşmesi devam ederken, 2. Başkan Yaşar Güler’in ÖKK’dan ayrıldığı, Akar’ın ayrılışından sonra da Fidan ve Zekai Aksakallı’nın yine baş başa uzun bir yürüyüş gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır.
Tören bittikten sonra akşam 20.00’de protokol yemeği planlanmıştır. Fakat teamülleri yerle bir eden bir başka gelişme daha yaşanmıştır. Hulusi Akar ve Hakan Fidan protokolün şaşkın bakışları altında masadan ayrılıp başka bir yere geçmişlerdir. Etraflarına kimseyi yaklaştırmayıp baş başa 3.5 saat yemek yiyip özel bir görüşme yapmışlardır.
O gece Özel Kuvvetler Karargâhı’nı afallatan başka gelişmeler de yaşanmıştır. Törenin ev sahibi olan Genelkurmay II. Başkanı Yaşar Güler, Akar-Fidan görüşmesi devam ederken garnizonu terk etmiştir. Ardından Akar da ayrılmıştır. Hâlbuki MİT Müsteşarı halen orada bulunmaktadır. Çünkü Fidan’ın temasları bitmemiştir. Son olarak binanın dışında ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı ile de 1 saate yakın özel bir görüşme yapmışlardır.
Zekai Aksakallı’nın Irak’taki Yolsuzlukları, Semih Terzi’nin 15 Temmuz’da Hedefe Konulmasının Bir Nedeni
Semih Terzi'nin hedef alınmasındaki harici faktörlerden müşahhas bir örnek: Semih Terzi, Özel Kuvvet Üssü-2 Komutanı olarak Kilis'teyken, Silopi’de Özel Kuvvet Üssü-1 Komutanlığını yürüten Halil Soysal’a bir mesaj yazmıştır. 2016 yılı bahar aylarında gönderilen bu mesaj, Irak'tan tedarik edilen ve Türkiye'ye gönderilen mühimmatın evsafının uygun olmadığına dairdir.
Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurlarınca Irak'tan yaklaşık 16 milyon dolarlık silah ve mühimmat alınmıştır. Bu, hukuka aykırı olarak yapılan bir yolsuzluktur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülke dışından silah ve mühimmat almak gibi bir sorumluluğu ve vazifesi bulunmamaktadır. Ayrıca böyle bir yetkisi de bulunmamaktadır.
Bu yetki yalnızca kanunlar gereği MİT Müsteşarlığına tanınmış bir yetkidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin dolayısıyla Özel Kuvvetlerin böyle bir yetkisi yoktur. Mevzuata aykırı yapılan bu Irak'tan Türkiye'ye silah ve mühimmat sokulması yolsuzluğu ve buradan da Suriye'deki ÖSO gruplarına dağıtılmasında Özel Kuvvetler Komutanlığı birlikleri aktif rol almıştır. Bu faaliyetlerin emrini veren isim ise Zekai Aksakallı’dır!
Hukuka aykırı bir şekilde 16 milyon dolar harcanarak ve aynı zamanda ihtiyaç duyulan silah ve mühimmat evsafına uygun olmayan bu alımın nedeni ise bahsedilen paraların bu işte parmağı olanlarca iç edilmesinden ibarettir.
Semih Terzi kişiliği, konumu ve icra ettiği görevler gereği Suriye ve Irak ile ilgili ve MİT ile koordineli yürütülen tüm faaliyetlere muttali olması, milliyetçi, ulusalcı yaklaşımı ve emir komuta dışında hareket etmemesi nedeniyle bu meşhur grup, hizip ve klikin öfke ve garezini üzerine çekmiştir.
Irak’ta harcandı gösterilip, Suriye’ye aktarıldığı iddia edilen örtülü ödeneğin ne kadarının kimler tarafından zimmetlerine geçirildiği ile hangi örgütlere, ne kadarının ne maksatla aktarıldığını, IŞİD’den alınan petrolün Irak Bölgesel Yönetimi üzerinden ve burada bulunan hangi meşhur yerel siyasetçi işbirliği ile ve hangi kamu görevlilerinin gayretleri neticesinde ve hangi kamu kurum olanakları kullanılarak Türkiye’ye ve de ne kadar komisyon karşılığında sokulup pazarlandığını Semih Terzi çok iyi bilmektedir.
Hedefe konulmasının nedeni budur.
Zekai Aksakallı ile Halil Falyalı Arasındaki Bağlantı
Tuğg. Sönmezateş mahkemeye sunduğu dilekçesinde Zekai Aksakallı’nın öldürülen ünlü mafya lideri Halil Falyalı ile olan bağlantısına dikkat çekmiştir. Zekai Aksakallı’nın Kıbrıs’ta sivil işler görevindeyken Falyalı ile yakın ilişki içinde olduğunu, mafya ile yakınlaştığını ifade eden Sönmezateş;
“Bir özel kuvvetçi albay, Zekai Aksakallı’nın Kıbrıs’ta sivil işler görevindeyken Falyalı ile yakın ilişki içinde olduğunu, mafya ile yakınlaştığını ifade etti, ilişkilerin detayı yok, Falyalı da öldü.”
Zekai Aksakallı Kuzey Irak’ta Kirli ve Akçeli İşlere mi Bulaştı?
Dilekçesinde Zekai Aksakallı’nın Kuzey Irak’ta kirli ve akçeli işlere bulaştığını ve Tuğg. Semih Terzi’nin elinde buna yönelik dosya bulunduğunu ifade eden Sönmezateş;
“Bir karacı general ise mahkemede şunları söyledi. Semih Terzi’yle yaptığımız bir görüşmede Zekai Aksakallı’nın Kuzey Irak’ta kirli ve akçeli işlere bulaştığını söyledi. Anladığım kadarıyla Semih Terzi’nin elinde Zekai Aksakllı ile ilgili bir dosya vardı. Semih terzi öldü, dosya kayboldu.”
Sönmezateş: “Zekai Aksakallı, Falyalı sana şantaj yaptı mı? Elinde senin kasetin var mıydı?”
Zekai Aksakallı’nın 15 Temmuz ve sonrasında askerlere yaptığı işkencelere de değinen Sönmezateş;
“Gelelim paraya, Zekai Aksakallı’nın yapacağı tek şey var. 10 yılda kendisinin ve birinci derece yakınlarının, yurt içi ve yurt dışındaki taşınır ve taşınmaz mal varlığını beyan etmesi. Böylece Semih Terzi’nin Zekai Aksakallı dosyası açıklık kazanır.”
" Zekai Aksakallı, Falyalı sana şantaj yaptı mı? Einde senin kasetin var mıydı?”
“Kuzey Irakta’ki olaylarda kaç paradan bahsediyoruz? Yoksa senin de mi 5 milyon borcun var?”
II. 15 TEMMUZ GÜNÜ FAALİYETLERİ
Tuğg. Semih Terzi’yi Taşıyan Kargo Uçağının Diyarbakır’dan Havalanmasına Zekai Aksakallı Tarafından Bilinçli Olarak Müdahale Edilmemesi
Normal bir askerî planlama çerçevesinde personele verilecek ön emirde asgari olarak “Kim - Ne Zaman - Nerede - Ne yapacak” sorularının cevaplarının bulunması gerekmektedir. En azından ön emrin verilmesinde bu maddeleri ihtiva eden/açıklayan ifadelerin olması elzemdir.
Ancak, 15 Temmuz’un kaotik ortamında, en fazla ihtiyaç duyulan bu tarz emirler yerine bilinçli olarak “muğlaklık” tercih edilmiştir.
Hava sahası bütün uçuşlar için (Başbakan Binali Yıldırım TV’de açıklama yaptığı halde) kapatılırken, bir süre sonra Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi’nin (SKKHM) emriyle kargo uçakları için tekrar açılmıştır. Kargo uçaklarında kimin/neyin intikal edeceği, nakledileceği muğlak bırakılmıştır. ÖKK Zekai Aksakallı’nın emri olmadan hareket edemeyecek olan ÖKK.lığına ait ve Semih Terzi'yi taşıyan kargo uçağı Diyarbakır’dan kalkabilmiş, Ankara’ya iniş yapabilmiştir.
Zekai Aksakallı’dan Kan Donduran İtiraf: “TC tarihinde ilk kez bir generali öldüreceğiz”
Özel Kuvvetler personeli Kurmay Albay Fatih Yarımbaş'ın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki gün boyunca verdiği ifadeler Korgeneral Zekai Aksakallı'nın 15 Temmuz gecesi faaliyetleri hakkında çarpıcı bilgiler ortaya çıkarmıştır. İfadede Aksakallı’nın o gece "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir generali öldüreceğiz" dediği yer almaktadır.
Ardı Ardına “Vur” Emirleri
15 Temmuz gecesine ilişkin konuşan Fatih Yarımbaş, şu ifadeleri kullanmıştır:
“00.55’de şehit Ömer Halisdemir’le irtibat kuruyor ve bundan sonra vur emirleri başlıyor. İşte oradaki Mehmet Ali Çelik’i vur diyor, harekat şube başkanını vur diyor. Ve bu vur emirleri çok yerde devam ediyor. Zırhlı Birlikleri arıyor. Orada ne olduğunu bilmesi imkansız ama oradaki Tuğgenerali vur diyor. Genelkurmaydaki bir koruma astsubayını arıyor. astsubay diyor ki; ‘komutanım burada birçok insan var ÖKK personeli geldi. Ne yapalım’ diyor. ‘Hepsini vur’ diyor. Astsubay ‘ama yanlarında Genelkurmay Başkanı ve ikinci başkan var’ diyor. Aksakallı ‘olsun sen hepsini vur’ diyor. Yani böyle bir karışık ortama ‘herkesi vur’ diyor. Bu olayları daha çok büyütür. Tutuklatma imkanı varken ve tutukladığınız zaman o insandan her şeyi öğrenme imkanı varken, vurdurulması benim uygun bulmadığım bir davranıştır. Vur emri yaklaşık 40-50 kişiyi kapsıyor.”
Vur Emirleri Devam Ediyor
Diyarbakır’dan Semih Terzi’nin geleceği uçağın uçuş izninin alındığını iddia eden sanık, “Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi’ndeki General, Zekai Aksakallı’yı arıyor. ‘Uçakların gelmesi isteniyor’ diyor. O da karşılığında, ‘Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir general öldüreceğiz’ diyor. Karşısındaki ‘ne oldu’ diyene kadar telefonu kapatıyor. Bunların önceden planlanmış bir görüntüsü var. Silopi’yi arıyor orada görev yapan bir astsubaya Kurmay Başkanın vur diyor.”
Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi 15 Temmuz gecesi boyunca Zekai Aksakallı, bu kaotik ortamdan yararlanarak Türkiye genelindeki birçok Özel Kuvvetler mensubu özellikle koruma görevinde bulunan personeli arayarak defalarca “vur” emirleri vermiştir. O an itibariyle bütün yurtta kimin ne yaptığı ve kimlerin neye karşı koyduğu bile belli değilken, mümkün olduğunca fazla sayıda ölüm ve sansasyonel olay oluşturulmaya çalışmıştır. Semih Terzi olayında olduğu gibi de önce birisine vur emri verip ardından da daha önce vur emri verdiği kişiyi vurmak üzere üçüncü bir kişiye de emir vermiştir.
Zekai Aksakallı’nın Tuğg. Semih Terzi’nin Öldürülmesi Emrini Vermesi
Tuğgeneral Semih Terzi, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın emriyle Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından karargâh binasına girerken arkasından ateş açılarak vurulmuştur. Tabur Komutanı Binbaşı Fatih Şahin, yaralı Semih Terzi'yi GATA'ya helikopter ile götürmüştür.
Yaralı Olan Semih Terzi'ye Tıbbi Müdahalede Bulunulmaması İçin Aksakallı GATA Kurmay Başkanı Alb. Muammer Alper'e Emir Verdi Mi?
Muammer Alper'in, 15 Temmuz sonrasında çeşitli ortamlarda doktorlara, yaralı haldeki Semih Terzi'ye müdahale etmemeleri yönünde baskı kurduğunu ifade ettiği bilinmektedir.
Otopsi raporunda Semih Terzi’nin ölüm saatinin daha erkene çekilmesinin nasıl temin edildiği halen aydınlığa kavuşmamıştır. Muammer Alper’in bu “büyük başarıları” neticesinde mi ödüle layık görülerek Tuğgeneralliğe terfi ettirildiği de tartışma konusudur.
Zekai Aksakallı, Ömer Halisdemir’i “kanunsuz emre” ikna etmek için 8 kere telefonla aramıştır. Yine Zekai Aksakallı’nın önceden verdiği emirle, Ömer Halisdemir’in de Üsteğmen Mihrali Atmaca tarafından infaz edilmesi, delillerin kasıtlı olarak karartılmak istendiğini göstermektedir.
Zekai Aksakallı Ömer Halisdemir’in Ölüm Emrini de Ütğm. Mihrali Atmaca’ya Veriyor
Olaylar bununla da bitmemiştir. Aksakallı tüm işini garantiye almak maksadıyla Mihrali Atmaca’nın infaz edilmesi için de Ahmet Karaaslan’a emir vermiştir. Ancak Yüzbaşı Halil Elverişli’nin araya girmesiyle bu infaz engellenmiştir. Semih Terzi’yi infaz eden Halisdemir, Atmaca tarafından infaz edilmiş; Atmaca da infaz edilmek istenmiş fakat bu olmamıştır.
“Semih Terzi Hariç Kimseyi Sokmayın”
Davanın kritik isimlerinden Yarbay Mehmet Ali Çelik ifadesinde, 15 Temmuz’da vardiya amiri olduğunu söylemiştir. Genelkurmay Harekat Merkezi’nden gelen uçuşların durdurulduğuna dair telefon emri ve sonrasındaki kargo ve kurye uçuşlarının serbest bırakıldığı emrini cep telefonundan Zekai Aksakallı’ya bildirdiğini anlatıp şöyle devam etmiştir:
“Saat 21.00-21.30’da Genelkurmay’dan yazılı mesaj emri geldi. O gün birkaç mesaj daha gelmişti. Bu mesaj alarm tedbirleriyle ilgiliydi. Terörle mücadeleyle ilgili tedbirler konusundaydı. Altında ÖKK notu vardı tabur değişikliği yapılsın diye. Ankara’da ÖKK taburu yoktu. Bir saldırı olacaksa Diyarbakır’daki iki taburun hazırlıklara başlaması talimatı vardı. Bunu da 21.15’te Zekai Paşa’ya bildirdim. O da bunu ilgililere bildirmemi ve nizamiyede tedbir almamız talimatı verdi. Zekai Paşa 5-10 dakika sonra aynı talimatı nöbetçi amirine de verdi. Çünkü kışlanın güvenliğinden onlar sorumlu. Zekai Paşa, Ümit Koçak Yarbay’a kışlaya giriş çıkışın kapatılması ve Semih Terzi hariç General dahil hiçbir kimsenin alınmamasını söyledi.”
Bu ifadeyle özel kuvvetleri ele geçirmek için geldiği iddia edilen Semih Terzi’yi binaya aldıran kişinin bizzat Zekai Aksakallı olduğu vardiya amiri ve nöbetçi amirin şahitliğiyle netleşmiş bulunmaktadır.
Kurmay Albay Fırat Alakuş: Görevi Bizzat Zekai Aksakallı’dan Aldım
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan’da Cezaevi Kampüsü içerisindeki duruşma salonunda görülen duruşmada Kurmay Albay Fırat Alakuş savunma yapmıştır. Fırat Alakuş için, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanlığı’nda derdest edildiğinde yaşadıklarını anlattığı ifadesinde, “Bir müddet sonra gidiyoruz deyip beni aldılar. Kapıdan çıktığımda tam taçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin Kurmay Albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim” şeklinde bahsetmiştir.
Ben ve Timim Tuzağa Düşürüldük
İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen Alakuş, “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı duran bütün terör örgütlerine karşı mücadele ettim. F..Ö ile ne ilgim ne de irtibatım var. Menfur darbe girişimini kim, kimler, ne zaman, ne şekilde planladı bilmiyorum. Darbe teşebbüsünde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde icraatım olmadı diye düşünüyorum. Genelkurmay Başkanlığının emniyetini sağlamak için emir komuta içinde görevimi icra ettim. Ben ve timimim darbeciler tarafından tuzağa düşürüldüğüne inanıyorum” demiştir.
Görevi Zekai Aksakallı Verdi
Sanık Alakuş, kendisine verilen görevin “Alınan bir istihbarata dayalı olarak terör örgütlerinin muhtemel bir eylemeni karşı genelkurmay başkanlığının takviye edilmesiydi. Görevi bizzat ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı’dan aldım. Görevin detayını ise Albay Ümit Bak’tan öğrenmem söylendi” diye konuşmuştur.
15 Temmuz Gecesi ‘Karargâha Dön’ Denilen Zekai Aksakallı: “Karımı Teskin Ediyorum, Evdeyim”
Aksakallı ile ilgili 2’nci Ordu Komutanı Metin Temel’in Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadede 15 Temmuz gecesi ile ilgili “Zekai Aksakallı beni aradı, ‘Karargâh işgal edildi, ben evdeyim’ dedi. Ben, ‘Karargâha dön’ deyince de ‘Karımı teskin ediyorum’ cevabını verdi” dediği ortaya çıkmıştır.
III. 15 TEMMUZ SONRASI FAALİYETLERİ
Zekai Aksakallı Tarafından Bizatihi Yapılan ve Yapılması Emri Verilen İşkence ve Kötü Muameleler
15 Temmuz gecesi sözde darbe girişimine kimlerin katılıp katılmadığı dahi bilinmezken, birçok subay ve astsubay hakkında infaz emri veren Zekai Aksakallı’nın 16 Temmuz günü Özel Kuvvetler K.lığı nizamiyesinde askerlere işkence yaptığı görüntüler ortaya çıkmıştır. AST’nin yayınladığı raporda da 15 Temmuz ve devam eden süreçte Zekai Aksakallı’nın işkence ve kötü muameleye devam ettiği ve buna yönelik emirler verildiği görülmektedir.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 33'ü tutuklu 67 sanıklı davada dinlenen tanıklar, Zekai Aksakallı’nın askerlere yaptığı işkenceleri gördüklerini açıklamışlardır. Tanık Astsubay Üstçavuş Ömer Özdemir karargâhta gördüklerini şöyle anlatmıştır: “Domuz bağı ile bağlanan, başına poşet geçirilenler vardı. Zekai Aksakallı'nın Ümit Bak'a küfrettiğini duydum. Zekai Aksakallı'nın 'içeri girdiğinde karınızı birileri şaapacak' dediğini duydum. Zekai Paşa'nın diğer personeli tekmelediğini, bunlar götürülürken bir yüzbaşının yumrukladığını gördüm. …Bir yarbayımıza elektrik verildiğini gördüm"
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan subay eşinin davasında 18 Nisan 2018 tarihinde tanık olarak ifade veren Genelkurmay Protokol Subayı Üsteğmen Kübra Yavuz da ÖKK Tümg. Zekai Aksakallı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Tümg. İrfan Özsert’ten işkence gördüğünü anlattı. “Bir kadın olarak sağ çıkabileceğimi düşünmedim. 10 gün sonra Genelkurmay Karargâhı içinde Zekai Aksakallı ve İrfan Özsert tarafından ölüm tehdidi altında ifadem alındı. Genelkurmay poligonunda 2 gün ölüm tehdidi ve şiddete maruz kaldım. Genelkurmay poligonu içinde ellerimiz, gözlerimiz bağlı elektrik verilerek, dövülerek, 2 gün aç bırakıldık. Tuvalete giderken erkek personel kapıyı açık tutup, nezaret ediyordu. 2 saatte bir alınıp, ‘Bu yetersiz biraz daha bir şeyler söyle’ dediler. Gidip gelirken, işkence görenleri görüyordum. İfademi alanların üstünde kan vardı. Bu şartlarda ifade verdim.”
Zekai Aksakallı Tarafından Savcılıktan Önce ve Yetkisiz Bir Şekilde Genelkurmay Karargah Görüntülerinin İncelenmesi ve Mahkemeye Gönderilen Kayıtlarda Kesme ve Silmelerin Olması
15 Temmuz günü Genelkurmay Karargahında görevli personel hakkında yapılan iddiaları çürütecek delillerin en önemlisi kamera kayıtlarıdır. Ancak 15 Temmuz günü ve gecesine ait kayıtların yetkisiz kişiler tarafından mahkeme kararı olmadan alındığı ve tutanakla yine yetkisiz bir kişiye, Oğuz Tozak’a teslim edildiği mahkeme kayıtlarına geçmiştir. Görüntüler savcılıktan önce Zekai Aksakallı ve Oğuz Tozak tarafından izlenmiştir. Mahkemeye gönderilen kayıtlarda kesme ve silmeler olduğu ve zaman doğrulama senkronizasyonu olmadığı açıkça görülmüştür.
Zekai Aksakallı ve Abidin Ünal’a Silah Arkadaşlarını Satma Ödülü: İsviçre Bankalarında Milyonları Var
15 Temmuz karanlık gecesinden bu yana yıllar geçti. O geceye ilişkin resmî söylemlerle çelişen pek çok gelişme yaşandı. 15 Temmuz ile ilgili gerçekleri araştıran gazeteci Ahmet Nesin, eline geçen yeni bilgileri takipçileriyle paylaştı.
15 Temmuz ile ilgili iki komutan en az Hulusi Akar kadar konuşuldu.
Bunlardan biri, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı. Diğeri ise o dönem Hava Kuvvetleri Komutanı olan Abidin Ünal.
TSK’dan ayrılmasının ardından Aksakallı’nın SADAT’a Libya’da asker yetiştirdiğini söyleyen Ahmet Nesin, Aksakallı ve Ünal adına İsviçre bankalarında ciddi hesaplar açıldığına ilişkin bilgilerin kendisine ulaştığını söylemiştir.
Zekai Aksakallı OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Oldu
15 Temmuz sonrası beklenmeyen şekilde kadrosuzluktan emekli edilen Zekai Aksakallı’nın TSK mensuplarının yardımlaşma ve emeklilik fonu Ordu Yardımlaşma Kurumu’na (OYAK) Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandığı ortaya çıktı. 130’un üzerinde şirketi ve 38 bini aşkın çalışanıyla maden-metalürjiden çimento beton kâğıda, otomotivden lojistiğe, kimya-tarımdan enerjiye, finanstan gıdaya kadar birçok sektörde faaliyet gösteren OYAK için ilginç bir tercih olan Zekai Aksakallı, 15 Temmuz'da silah arkadaşlarına ihanetinin diğer bir ödülünü almış oldu.
Kaynaklar
https://www.dogruaci.com/Haberler/15-temmuzda-muglak-emirlerle-istismar-edilen-masum-askerler-34
https://www.dogruaci.com/Haberler/15-temmuz-oncesinde-akp-ve-ergenekon-un-sir-bulusmalari-37
https://www.dogruaci.com/Haberler/semih-terzi-15-temmuz-da-neden-hedefe-konuldu-ve-olduruldu-1-160
https://www.dogruaci.com/Haberler/saray-rejiminin-kanli-uniformalari-iskenceci-askerler-1-224
https://www.dogruaci.com/Haberler/bir-kahramandan-hain-cikarmak-311
https://www.dogruaci.com/Haberler/tugg-sonmezatesten-zekai-aksakalli-ya-zor-sorular-358